Depresyonun her geçen gün görülme sıklığının arttığına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Bahar Kaplan, 'Depresyonda olan hastalar, bu süreçte önemli kararlar almamalı ve fazla sorumluluk yüklenmemelidir.' dedi.
Depresyonun düşünceler, davranışlar ve duygulara ilişkin bozukluklarla seyreden ve oldukça yaygın görülen bir psikiyatrik hastalık olduğunu ifade eden Özel Ümit Vişnelik Hastanesi, Psikiyatri uzmanı Dr. Bahar Kaplan, 'Depresyonda olan kişilerde yaşanan en önemli sorunların başında yeti yitimi gelir. Yeti yitimi durumunda; kişinin hem kendisine, hem ailesine, hem sosyal çevresine karşı gerekli işlevi yerine getirememesinin söz konusu olur.' dedi.
Kaplan, depresyon tedavisi ile; kişiyi hayata döndürerek, onun işlevselliğini arttırmanın ve dolayısıyla toplumun işlevselliğini arttırmanın imkanlı olduğunu belirtti. 'Bu durumda depresif şikayetlerin devam etmesine sebep olabilir. Dolayısıyla bu ikisi birbirini besler ve kişi bu döngüden çıkmakta zorlanır.' diye konuşan Dr. Kaplan, depresyonda olan hastalara bu süreçte önemli kararlar almamalarını ve fazla sorumluluk yüklenmemelerini önerdiklerini söyledi.
Depresyon tedavisi olan bir hastalıktır
Depresyon tanısı konmasında; kişinin eskiden keyif aldığı şeylerden artık keyif alamaması, değersizlik, mutsuzluk, karamsarlık hissinin yoğunlaşması, kilo kaybı, uyku düzeninde bozulma, sabah ve gece uyanmaları, uykuya dalmakta zorlanma çocuklarda öfkenin artması, gibi belirtilerin dikkate alındığını ifade eden Dr. Bahar Kaplan 'Kişinin bu ruh hali 2 haftadan uzun bir süre devam ederse bir psikiyatri uzmanına başvurmalıdır. Depresyon, tedavisi olan bir hastalık olduğundan süreç içinde kişi bir uzman yardım almalıdır.' şeklinde konuştu.
Risk faktörleri neler
Psikiyatrik hastalıkların biyo-psiko- sosyal etkenlere bağlı olduğunu belirten Dr. Kaplan, 'Her hastalıkta bu etkenlerin oranları değişebilir. Genetik faktörler depresyonda etkili olabilir, ailede depresyon varlığı, yaşanan ağır kayıplar, kişinin hayatındaki değişimler, ilişkilerindeki problemler, iş kaybı, alkol veya madde kullanımı, boşanma, kötü ve travmatik çocukluk geçirme, daha önceden depresyon geçirme, bazı ilaçlar, hormonal değişiklikler ve bazı hastalıklar depresyon için başlıca risk faktörleridir.' ifadelerini kullandı.
Depresyon türleri
Tanı kriterlerine göre depresyonun seviyesi belirlendiğini anlatan Kaplan, depresyon türlerine ilişkin şunları aktardı:
'Melankolik depresyon; biyolojik temeli ve fiziksel etkileri daha fazla olan (kilo kaybı gibi) bir türdür. Atipik depresyonda ise; kişide kilo artışı, uyku artışı görülür, çevre şartlarI iyi olduğunda kişi kendini biraz iyi hissetse de yalnız kaldığında yeniden kötü hissetmeye başlar. Bazı psikotik durumlar da depresyona eşlik edebilir.' Depresyonun melankolik, atipik veya psikotik olmasının depresyon tanısının konmasında etkili olduğunu belirten Dr. Kaplan, 'Saydığımız bu unsurlara bakarak depresyonu; hafif, orta ve ağır olarak sınıflandırırız. Bu da tedavi yöntemini belirlememizi sağlar. Kişin yaşı, gebelik durumu, ek hastalıklar, sosyal durumu da tedavi şeklini belirlemedeki diğer etkenlerdir.' dedi.
Depresyonun geçici bir duygu durumu değil, tedavisi olan bir hastalık olduğuna dikkat çeken Özel Ümit Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Kaplan, 'Depresyonun seviyesine ve tipine göre psikoterapi yöntemi ve medikal tedaviler belirlenir, tedavi süreci 6 ay, 1 yıl arasında sürebilmekle beraber ek faktörlere bağlı olarak daha uzun süren tedaviler de olabilmektedir.” diye anlattı.